444 7350

Sosyal Fobi

-
Shutterstock.com
Sosyal Kaygı Bozukluğu Nedir?
 
“Sosyal Kaygı Bozukluğu” ya da sık kullanılan adıyla “Sosyal Fobi” bireyin başkaları tarafından yargılanabileceği kaygısını taşıdığı toplumsal ortamlarda mahcup ya da rezil olacağı düşüncesi ve bu konuda belirgin ve sürekli korkusunun olduğu bir kaygı bozukluğudur. Kişiler, başkalarıyla etkileşimde bulunmalarını gerektiren ya da bir eylemi başkalarının yanında yapmaları gereken durumlardan korkarlar ve bunlardan olabildiğince kaçınmaya çalışırlar. En sık görülen ruhsal bozukluklardan biridir.
 
Belirtileri Nelerdir?
 
  • Korkulan durumla karşılaşıldığında bedensel belirtiler ortaya çıkar. Bunlar “yüz  kızarması, terleme, titreme, ağız kuruluğu, çarpıntı, nefes kesilmesi, nefes darlığı, mide barsak sisteminde rahatsızlık, diyare, kas gerginliği, titreme, kekeleme, ses titremesi” şeklinde olabilir. 
  • Bu sırada aklından geçen düşünceler “güçsüzüm, yetersizim, çirkinim, beğenilmiyorum, sevilmeye layık değilim, hata yapmamalıyım, mükemmel olmalıyım, kaygılı olduğumu belli etmemeliyim, rahat davranmalıyım, kusursuz görünmeliyim, herkesin beğenisini kazanmalıyım” şeklindedir. 
  • Bu düşünceler sonrasında oluşan kaçınma belirtileri ise “korkulan ortama girmeme, korkulan ortamı terk etme, göz temasından kaçınma, ilgisiz şeyler düşünme” şeklinde olabilir.
  • Çocuklar ağlayarak, ebeveynlerine yapışarak veya öfke nöbetiyle kaygılarını ifade edebilirler.
 
Belirtilerin En Sık Görüldüğü Durumlar Nelerdir?
 
  • Herkesin birbirini görebildiği küçük sosyal gruplarda konuşmak
  • Yabancılarla konuşma; yeni insanlarla tanışma
  • Küçük bir grup etkinliğinde yer alma
  • Toplum içinde yeme, içme
  • Yetkili biri ile konuşma
  • Dinleyiciler önünde konuşma, rol yapma
  • Partiye/ eğlenceye gitme
  • Başkaları tarafından izlenirken çalışma
  • Bir topluluk karşısında sunum yapma
  • Çok iyi tanımadığı biriyle telefonda görüşme/yüz yüze konuşma
  • Birilerinin oturduğu odaya girme
  • Bir toplantıda hazırlıksız konuşma yapma
  • İyi tanımadığı birine onaylanmadığını veya aynı düşüncede olmadığını ifade etme
  • Çok iyi tanımadığı birinin gözlerinin içine bakma
  • Parti / davet verme
  • Alınan bir malı parasını geri almak üzere  iade etme
  • Israrlı bir satıcıya karşı koyma
  •  
Sosyal Fobi mi Çekingenlik mi?
 
Toplulukta konuşma, sosyal ortamlarda kendini ifade etme gibi durumlarda çekingenlik  sık görülen bir durumdur. Bunların büyük bir kısmı ruhsal bozukluk olarak tanımlanmayabilir. Hatta bir işe başlamadan önce “yapabilir miyim acaba?” düşüncesi kişiyi motive eder ve daha iyi hazırlanmasına yardımcı olabilir. 
Sosyal fobi demek için ise, kişide korkunun yanı sıra “kaçınma davranışlarının” olması gerekmektedir. Ya da kişi kaçmıyorsa, bu duruma katlanmaya kendisini zorluyorsa; büyük bir sıkıntı yaşar. Ayrıca sosyal fobisi olan kişi korkularının aşırı ya da anlamsız olduğunu bilir. 
 
Sosyal Kaygı Bozukluğu Neden Olur?
 
Tek bir sebebi yoktur; biyolojik, psikolojik ve çevresel faktörler bu fobinin gelişiminde farklı düzeylerde rol oynar. 
 
Biyolojik: En önemli etmenlerden biri, beyinde bir takım kimyasal ve elektriksel bozukluklar olmasıdır. Özellikle seratonin adı verilen kimyasalın, sosyal fobisi olan kişilerin beynindeki oranın normalden az olması veya iletiminde aksaklık olmasıdır. Bu da stresli durumlarda beynin reaksiyonunu değiştirebilir, örneğin kaygıya sebep olabilir. 
 
Psikolojik: Sosyal fobinin gelişimi, geçmişte yaşanmış utanç verici veya küçük düşürücü bir olay sonucu ortaya çıkmış olabilir.
 
Çevresel: Sosyal fobisi olanlar, başkalarının davranışlarının sonucunda başlarına geleni (örneğin; alay konusu olma gibi) gözlemleyerek bu fobiyi geliştirmiş olabilirler. Ayrıca, ebeveynleri tarafından aşırı korunmuş çocuklar normal gelişim sürecinde öğrenilen bazı sosyal becerileri yeterince geliştiremeyebilirler.
 
Nasıl Tedavi Edilir?
 
  • En etkili tedavi bilişsel-davranış terapisidir. İlaç tedavisi de belirtilerin azalmasını sağlayarak terapiyi daha etkili hale getirebilir.
  • Terapide kaygı duyguları ve bu kaygı ile oluşan bedensel tepkileri tanıma, kaygı doğuran durumlardaki düşüncelerin ne olduğunu anlama, bunlar ile başa çıkma stratejileri geliştirmek hedeflenir. Kişinin kaygı belirtilerini tetikleyen durumlara karşı farklı tepkiler vermesi öğretilir. 
  • Ayrıca model olma, belirtileri daha net algılayabilmesi için rol yapma, gevşeme eğitimi, sosyal beceri eğitimi gibi her danışanda farklı uygulanabilecek yöntemler vardır. 
  • Gerçekçi beklentiler içinde olmak önemlidir. Eşlik eden diğer ruhsal bozuklukların olması, başlangıç yaşının erken olması ve kişinin bu sorundan kurtulma isteği gibi birçok etken tedavinin başarısını etkilemektedir.