Geçici bir 'hüzün' durumundan farklı olarak depresyondaki  kişiler yoğun psikolojik rahatsızlık çekmelerinden dolayı yaşamdan keyif alamazlar. Depresyondaki kişilerin aile ilişkilerini  sürdürmeleri genellikle  problemli olur. Sevgilileri, aileleri, eşleri ve çocuklarıyla yeterince ilgilenemezler, iş yaşamlarındaki üretkenlikleri giderek azalır. Ayrıca depresyon intihar için en önemli risklerden birini oluşturmaktadır. Depresyondaki kişilerin kendine  zarar vermekten söz etmeleri aynı zamanda  bir  yardım  çağrısı  olarak görülmelidir. Depresyondaki kişilerde günler veya haftalar boyunca aşağıdaki belirtilerin çoğu bir arada bulunur:
 
Depresyonun Belirtileri
 
  • Çökkün duygudurumu, kederlilik hali. Kişi zamanın çoğunda mutsuz, çökkün veya boşluk duygusu içinde hisseder. Buna ümitsizlik ve çaresizlik eşlik eder.
  • İlgi ve istek kaybı. Önceden haz veren sosyal aktiviteler, hobiler ve cinsellik artık zevk kaynağı değildir. Haz alma yetisinde düşüş vardır.
  • Belirgin iştah kaybı veya iştah artışı. Bir ay içerisinde %5 oranında kilo değişikliği olabilir.
  • Uykusuzluk veya uykuda artış. Sabah erken uyanma, uykuya dalmada güçlük, uyku bölünmeleri veya aşırı uykulu olma hali görülebilir.
  • Huzursuzluk veya durgunluk hali. Tahammül sınırında azalma olduğundan herkes ve herşey kişinin 'sinirine dokunabilir'. Ya da çoğu şeye karşı tepkisizlik gözlenebilir.
  • Halsizlik, enerji kaybı. Yorgunluk, bitkinlik nedeniyle küçük işler kişinin gözünde büyüyebilir. Kişi ağırlık nedeniyle bazen iş yapamaz duruma gelir.
  • Yetersizlik veya suçluluk düşünceleri. Yoğun değersizlik düşünceleri nedeniyle bunaltı hissedilebilir. Olumsuz algılara odaklanan kişi kendini sürekli kınamaya ve eleştirmeye meyilli hale gelir.
  • Konsantrasyon güçlüğü. Dikkati odaklama, karar verme güçlüğü ve unutkanlık vardır.
  • Tekrarlayan ölüm düşünceleri. Ölenler ve ölüm ile ilgili düşünsel uğraşlar artabilir. Ölüm acıdan kurtulmak için ve anlamsızlık hissi nedeniyle tek çıkış yolu olarak görülebildiğinden intihar girişimleri görülebilir.
 
Depresyon Herkesi Farklı Biçimde Etkiler
 
  • Bedensel yakınmalar.  Birçok kişide depresyona açıklanamayan başağrısı, sırt ağrısı, yaygın kas ve eklem ağrısı, karın ağrısı, uyuşma ve karıncalanmalar gibi bedensel belirtiler eşlik eder. Bu belirtiler ön planda olup duygusal sıkıntıları maskeleyebilir.
  • Erkeklerde Depresyon. Depresyonun hatalı bir biçimde bir zayıflık işareti veya duygunun aşırı biçimi gibi algılanması sıktır. Bu yükleme biçimi özellikle erkeklerde sık gözlenir. Erkeklerde yorgunluk, çabuk sinirlenme, uyku sorunları, iş ve etkinliklere ilgi kaybı daha çok ön planda olabilir. İntihar oranı erkeklerde daha fazladır.
  • Kadınlarda Depresyon. Kadınlarda depresyon erkeklere göre 2 kat daha fazla görülür. Menstruasyon dönemlerinde şiddetlenebilir. Suçluluk duygu ve düşünceleri daha sık görülebilir. Aşırı uyku hali ve iştah artışı nedeniyle kilo alma kadınlarda daha sıktır.
  • Ergenlerde Depresyon. Depresyondaki ergenlerde sinirlilik ön planda gözlenebilir. Okul yaşamında sorunlar ve aile ile çatışmalar sık yaşanır. Depresyon alkol/madde kullanım sorunlarına yol açabilir. Ergenlerde tedavi oranları oldukça yüksektir.
  • Yaşlılıkta Depresyon. Yaşlı kişilerin karşılaştığı zorlu yaşam olayları özellikle sosyal destek sistemi zayıf olanlarda depresyona yol açabilir. Oysaki depresyon normal yaşlılığın bir parçası değildir. Depresyon belirtileri yaşlılarda daha çok bedensel belirtilerle gidebildiğinden duygusal yönü maskelenmiş olabilir. Depresyon fiziksel sağlığı da olumsuz yönde etkilediğinden yaşlılarda tanınıp tedavi edilmesi önemlidir.
  • Post-partum (doğum sonrası) Depresyon. Doğum sonrası duygusal dalgalanmalar sık görülmekle birlikte depresyon açısından bu dönem daha risklidir. Doğumdan hemen sonra veya ilk 6 ay içinde herhangi bir dönemde depresyon gelişebilir.
 
Depresyonun Tedavisi
 
Hafif şiddetli depresyonlar ilaç tedavisi gerekmeksizin sadece psikoterapi ile düzelme gösterebilmektedir. Orta ve ağır şiddetteki depresyonlarda ise ilaç tedavisi ile birlikte psikoterapi uygulanması iyileşme oranlarını arttırır. Yeni depresyon atakları gelişmesini engeller. Psikoterapi kişinin sıkıntılarının nereden kaynaklandığını anlamasına, yeni davranış kalıpları geliştirmesine ve değişmesine yardım eder. Hangi hastaya psikoterapi, hangi hastada ilaç tedavisi uygulanması gerektiğine hasta/danışan psikiyatrist ile birlikte karar verir.
 
Özellikle orta ve ağır şiddetteki depresyon hastalarında ise genellikle ilaç tedavisi gerekir ve ilaç tedavisi oldukça etkili olur. Günümüzde kullanılan antidepresan ilaçlar yan etki bakımından oldukça güvenlidir. Sıklıkla zannedilenin aksine antidepresanların bağımlılık yapma riski bulunmamaktadır. Depresyonun şiddetine ve depresif dönem sayısına göre tedavi etkinliği ve süresi değişir.