Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Yasin Genç, 'Alkol Bağımlılığı' hakkında bilgi verdi.
 
 
Alkol bağımlılığıyla ilgili bilgi verir misiniz?
 
Bağımlılık bir sendromdur... Kullanılan şey, davranışsal bağımlılıklar var, internet alışverişi, ev bağımlısı, spor bağımlısı gibi... Aslında beyinde benzer süreçler meydana geliyor ama bugünkü konumuz alkol. "Alkol bağımlılığı nasıl oluyor?" dediğimizde, iki şeyden bahsetmeliyiz. Alkol vücutta ne yapıyor? Keyif alıyor ve rahatlıyoruz. Alkol alan birisi, aynı etkiyi elde etmek için kullandığı miktarı artırıyor. Biz buna tolerans diyoruz. Bir kadeh, iki kadeh... Aynı etkileri sağlamak için miktar artıyorsa, tolerans değişiyor içilen alkol miktarı tüketilen, değiştikçe tolerans arttıkça, vücut bunu aramaya ihtiyacı hissediyor. Buna aşerme diyoruz. Ciddi bir yoğun arama davranışı oluyor ve durdurulamıyor. Kısa süreli ve az miktarda içme isteği, 'birkaç kadeh içip bırakacağım' demekle olmuyor kişi zamanının çoğunu ona ayırmaya başlıyor ve gündüzden içmeye başlıyor. 
 
Alkolü kullanmak, bırakmak zihinsel meşguliyet işlevselliğini bozmaya başlıyor. İçmediğinde, alkol almadığı zamanlarda, alkolik bağımlılığı artıkça, yoksunluk semptomları artıyor. Son alkol alımını takip eden sürede, yoksunluk semptomları başlıyor ve ölümcül bir tabloya kadar da gidebiliyor. Vücut alkolü aramaya devam ediyor. Zararlı olduğunu, sonuçlarını bile bile... Fiziksel, psikolojik zararlarını biliyor ve kullanıma devam ediyor. Ve tanımlarken de bu işin üç basamağı olduğundan söz ederiz; biyo, psiko, sosyo... Biyolojik olarak da bir şeyler değişiyor, psikolojik olarak da beyinde de bir şeyler değişiyor... Rahatlamalar oluyor ama beyin kimyası bozuldukça sorunlar oluşuyor. Sosyal problemler oluyor; ailesel, iş hayatında arkadaş ilişkilerinde sorunlar yumağı haline gelip kişinin işlevselliğini bozduğu tablolar haline de geliyor. 
 
Peki alkol, bedeni nasıl etkiliyor?
 
Alkol karaciğerin çalışma hızına ve metabolizmaya göre, bağımlılığa bir yatkınlık oluşuyor. Hızlı metabolizmada, daha fazla alkol alma ihtiyacı doğuyor. Genetik olarak da böyle bir yatkınlıktan bahsedebiliriz. Bedensel olarak karaciğerde yığıldığı için, karaciğerdeki hasardan da bahsedebiliriz... Ne oluyor karaciğerde? Üç aşamada bahsedebiliriz. Önce, bir alkole bağlı karaciğer yağlanması oluyor. İkinci aşamada alkolik, hepatit dediğimiz daha ciddi kullanımlarda, üçüncü aşamada ise siroz… Karaciğer yağlanması da kendi arasında 3'e ayrılıyor. Birinci derece ikinci derece 3'üncü derecede yağlanma. Ekstralar da var; başka bir fiziksel hastalık. 
Karaciğerle ilgili hepatit B, obezite eşlik eden fiziksel durumlar süreci hızlandırıyor. Mide bağırsak sistemiyle ilgili bir şeyler olabiliyor. Midede kanama, özellikle ağır bağımlılarda, karaciğerde yemek borusunda hasarlar... Ölümcül durumlar ortaya çıkabiliyor. Alkol bütün vücudu etkiliyor. Beyindeki etkileri farklı; unutkanlıklar, bunamaya kadar gidebilecek dikkat ve konsantrasyon bozukluğu, belirli tablolar da ortaya çıkabiliyor. Şiddetli alkol bağımlılarında görülebilecek ciddi tablolar da ortaya çıkabiliyor ve davranışları etkileyebiliyor. Kişilik özelliklerini değiştirebiliyor. Alkol, stresle baş etme yöntemi olarak bir süre sonra kendisi stres yaratabiliyor. 
Kimisi cinsellik için rahatlamak için kullanıyor, sonra cinsel fonksiyon bozukluklarına neden olabiliyor. Multifaktöriyel bedenin bütün sistemlerini etkileyen, bütün bedene zarar verdiğini biliyoruz. En başta karaciğer, mide, bağırsak sistemi dedik... Stres, devamında ciltte sıkıntılar da olabiliyor; kızarıklıklar, kaşıntılar ve sorunlar da ortaya çıkabiliyor. 
 
 
Bedensel bağımlılık ne demektir? Alkol, madde kullanılmadığında oluşan bir yoksunluk sanırım...
 
Fizyolojik bağımlılıklar var ve psikolojik olarak baktığımzda nedir alkol? Ciddi anlamda tolerans geliştikten sonra alkol alımını azaltmaya ve durdurmaya başladığınızda,  vücudun alkolü aramasına bağlı yoksunluk semptomları ortaya çıkabiliyor. Hafif olanlar; titreme, terleme, uykusuzluk ve sinirlilik gibi olabiliyor. Daha ciddi vakalarda halüsinasyon görülebiliyor; bunlar görsel korkutucu şekilde halisünasyonlar. İnsanın ciddi anlamda korkutan, canlı fareler canavarlar gibi görsel, dokunsal... Vücudun üzerinde böcekler yürüyormuş gibi hissedebiliyorlar. Alkol yoksunluk bedensel sempomlarına baktığımız zaman fizyolojik olarak bir tablo var, alkol alımının bırakılmasını takip eden 48'inci ya da 72'inci günlerde ikinci ya da üçüncü günlerde kişinin dikkatinin ve odaklanmasının konsantrasyonunun bozulduğu, yer, zaman ve kişi oryantasyonunun bozulduğu, kişi nerede olduğunu bilmiyor, kişileri karıştırıyor, halüsinasyonlar görüyor. Ciddi şekilde ölüm riski olan deliryum tablosu geliştikçe, yüzde 10'a yakın risk oluyor. Hafif semptomlardan ağır semptomlara kadar değişik bedensel semptomlar oluyor. Bu vakalar da titremeyi vs. tedavi edebiliriz ama deliryum riski varsa, bu tedaviye sonra geliriz, hastaneye yetiştirilecek kadar bile olabilir.
 
Bir kişi neden alkol bağımlısı olur?
 
Sosyalde kabul gören, bir şekilde belli toplumlarda gruplarda da daha farklı anlamlar ifade etse de kolay ulaşılır olması, bağımlılığa yatkın insanlarda bağımlılığı başlatabilir. Nasıl olur? Mesela genetik bir faktör yatkınlık olabiliyor, ailede ya da ebeveynlerde, birinci derecede ikinci derecede alkol bağımlılğında dört beş kata yakın bir risk artışından bahsedebiliyoruz. Ama bu genetik risk artışı, daha çok ileri yaşlarda görülüyor. Çevresel faktörler, alkolle yatkınlık ve bağımlılık alkolle erken yaşta tanışmayla ilgili... 10-12 yaşlarda alkolle tanışan, erken yaşta beyin fonksiyonlarını bozmaya çalışanların, ileri yaşlarda daha fazla bağımlılık riskini görebiliriz. Kolay ulaşılabilir olması, erken yaşta başlanması, biraz önce bahsetmiştim, hızlı metabolize edilmesi, alkol yıkan enzim var hızlı çalışabilir, hızlı çalıştığında fazla miktarda alkol alma kapasitesi ortaya çıkabiliyor. Kişi aynı etkiyi fazla fazla alıyor. 
Standart içki tüketimini arttırdıkça da bağımlılığa katkıda bulunuyor. Belirli ırklarda, sarı ırklarda bu yavaş çalışıyor ve yavaş çalışan ırklarda alkol bağımlılığı olması mümkün değildir. Alamıyorsun, zaten alamayınca tolerans gelişemiyor ve gelişemeyince de miktar artmayınca, arama semptomları ve yoksunluk semptomları ortaya çıkmıyor, bağımlılık gelişmiyor. Genetik bir yatkınlık kişiyi alkol bağımlılığına itebilir. 
Belli kişilik özellikleri alkole gidişatı hızlandırabilir. Genç dönemlerinde risk almayı seven, yenilik arayan, fevri davranan, dikkat eksikliği ve hiperaktivite, o dönemdeki gençler ve ergenler uyarıcı maddeleri denemek isteyen, ailesiyle sorunları olan insanların alkole yatkınlığının olduğunu görüyoruz.
 
Az önce de bahsettiğiniz ergenlerde bu yatkınlık var. Aileler çocuklarının alkol bağımlısı olduğunu nasıl anlayabilir? 
 
Yakın iletişim içinde olması, duygularını ifade edebilmesini cesaretlenmesi, ergenlik döneminde özerk bir birey olması, kendi kimliğinin gelişmesi, düşüncelerine saygı göstermeleri… Her bireyin farklıdır tabii. Bazen hasta yakını geliyor. "Hocam, benim beş çocuğum var, hepsine ayrı davrandım, bu çocuk niye bağımlı oldu?" diye soruyor. Hepsine aynı davranırsak olmaz, onun kişiliğine özel davranmalıyız. Psikolojik gelişimine, akademik ve karakter gelişimine özel yakın bir ilişki kurup takip etmek gerekli. Yakın, derken kontrol edilebilir. Sürekli karışılacak değil, onun birey olma ve ayakta durma becerilerini geliştirmesine yardımcı olarak... Arkadaş gruplarını da çok sıkı takip olamasa bile, akranlarıyla olan ilişkilerini gözden geçirmek gerekir. Bu dönem akran baskısı dediğimiz, kendi yaş gruplarının daha ön plana çıktığı görülür. O gruba ait olmak için mesela alkol almasa bile, o guruptan dışlanacağını düşünüyor. Çok fazla ve hızlı miktarda alkol tüketmenin bir güç gösterisi olacağını düşünüyor. Fondip yapmak, hızlı tüketmek ve alkolün olduğu ortamlarda keyifli vakit geçirmek...
Alkol tüketiminin olduğu ortamlarda bulunmasını engellemek gerekiyor. Başka etkinliklere, hobilere ve sanatsal çalışmalara yönlendirmek gerekebilir. Bağımlılık yapabilecek zararlı şeylerden korunması için, sağlıklı şeylerle dolması gerekir. Aileler kadar, eğitim aldığı kurumlar da önemli. Bağımlılık diyorsak, bu hastalık, bütün bireylerin etkilendiği bir aile hastalığıdır. Ailelere de ciddi görevler düşüyor.
 
 
Alkol bağımlılığından, başka bağımlılıklara geçiş oluyor mu? Başka bir bağımlılığı olan kişinin alkol bağımlısı olma olasılığı var mıdır?
 
Aslında ilk sorudaki tanımda da benzer beyindeki ortak bölgelerin etkilendiğinden bahsedebiliriz. Bağımlılık nedir? Ortak beyindeki etkileri beyinde haz ve keyif aldığımız durumlarda, belirli yerlerde değişiklikler oluyor. Ödül bölgesi dediğimiz bölgelerde haz ve keyif alınan yerlerde artış olur kişi spor yapmaktan, yemek yapmaktan, internetten ve alışverişten de keyif alabilir. Ama bağımlılık gelişiyorsa, zamanla bu süreçte gelişiyor. Buradaki artış fazla oluyor, bağımlı insanlarda o beyindeki değişimle baş etmek zor oluyor. O yüzden bağımlılık gelişmeden önceki yaklaşımlar çok çok önemli... Alkol bağımlısı olan bir insan bırakma aşamasındayken, başka bir şeye bağımlı olma imkanı var mı? Oldukça fazla... Alkolü azaltırken, kumara geçebilir. Tutkulu ve bağımlı bir ilişkiye girebilir. Başka maddeler eşlik edebilir, birlikte çoklu madde kullanımı olabilir. Hastalarımıza bunları ciddi bir eğitim içinde, çünkü tedavilerin geniş olduğunu söylüyoruz. Başka bir şeye doğru kayış olabileceğini de düşünüyoruz. Tersi de olabilir. Alkolü bırakıyor, kokaine dönüyor, ya da kokaini bırakıp alkole geçiyor. Çapraz, karşılıklı geçişlerin olduğu bir durum haline de gelebiliyor. 
 
Alkol bağımlılığı nasıl tedavi edilir?
 
Tedavi için önce kişinin motivasyonu, isteği önemli. Çoğu zaman, "Hocam ben o kadar alkolik değilim, ben onun kadar değilim, Ramazan'da içmiyorum" gibi inkar ediliyor. Alkolün nelere yol açtığını bilmesi, hangi durumlarda alkolün artığını belirlemek kişi de farkındalık yaratmak... Motivasyonunu artırmak gerekiyor. Başlangıç aşamasında ayakta tedaviler gerekir. Semptomlar yoksa, ailesiyle, sosyal ortamında, okulunda, akolü bırakmak için gerekli çabaları gösteriyorsa... 
Gereken ilaç tedavileri, isteği azaltan ve stresi azaltan, alkol arama isteğini azaltacak, uyku sorunu varsa düzeltecek, depresyonu varsa düzeltilecek. Anksiyetesi varsa, o konuda da yardımcı olabiliriz. İş ilerlemişse, tedavi girişiminde sık bırakmalar, çabuk bırakmalar gibi durumlar varsa bir süre hastanede geçirmek gerekiyor o aşamaları... Hastanede yatmaya karar veriyorsak, bir tür arındırma dediğimiz dönem var. Bu nedir? Alkolü vücuttan arındırma bildiğiniz serumlar takıyoruz. Vücutta alkolün yol açtığı eksiklikler oluyor özellikle b vitamini emiliminin bozukluğu eksikliğini minerallerle destekliyoruz. Uykusuzluk varsa, ilaçlar veriyoruz, rahat bir ortamda... Aynı zamanda bireysel ve grup tedavileri eşlik ediyor. Grup terapisi derken, damdan düşen, damdan düşeni anlıyor. Yardım grupları var 1-2-3 yıllık, 10 yıllık bir insanın sorunlarıyla baş eme sorunlarını anlatması ve bunları paylaşması, tedavide yardımcı oluyor.
İlaçlar bu arındırma döneminde önemli. Sonrasında da isteği azaltan, bu konuda bize yardımcı olan ilaçlar var. Sadece ilaç tedavisi değil, hem bireysel terapi hem de grup terapisinin de önemi var. Bu arındırmada ilk altı ay ve bir yıllık süreler önemli. İlk altı ay alkol almamayı hedeflediğimizde, buna kısmi iyileşme, 1 yıla kadar da ciddi anlamda yol almış oluyoruz. Özellikle 1 yıl hastane ve rehabilitasyon tedavilerinde sıkı işbirliği içinde olan hasta ile uzmanın arasında bir kontratın olduğu, arada kaymalar oluyor, mutlaka yakın destek gerekiyor. Aile tedavisi dediğimizde mutlaka aileyi katmak gerekiyor. Evliyse eşi, çocukları, onlarla da ayrı toplantılar yapıyoruz. Bilinçlendiriyoruz, ailenin de işin içine karışmış olması tedavinin başarı oranını artırıyor.
 
 
SORU: “Kurumunuzda yatarak tedavi imkanı var mı?” 
 
Kurumumuzda hem yatarak tedavi hem de ayakta tedavi var ama anlaşmalı olduğumuz hastaneler var, yakın bir klinikle anlaştık, orada da yatarak tedavi olan hastaları izliyoruz. Günümüzde henüz Türkiye'de olmadı ama ileride yakın zamanda çalışmalar olacak inşallah. Hastane sonrası yataklı rehabilitasyon kliniklerinin olmasıyla ilgili çalışmalar var. Dünyada çok güzel örnekleri var, çünkü alkolsüz, ayık yaşama alıştıkları hayata tekrar adapte oldukları süreci, tedavi oranlarını artırıyor. Tedavi olurken organik tarım yapıyor, pilates yapıyor, spor yapıyor... 
Hani zihinsel olarak toparlanırken, bedensel olarak da toparlanıyor. Becerilerini artırmaya çalışıyoruz. Hayata tekrar başlatmak için yardımcı olmaya çalışıyoruz. Çünkü insanlar alkolü bıraktığında, bütün hayatı boyunca en sevdiği, en keyif aldığı şeyi onunla yapmış olduğundan dolayı alışkanlıklar var. Alkollüyken şunu yapmış, alkollüyken bunu yapmış. Alkolsüzken yapmak kolay olmuyor, sudan çıkmış balık gibi oluyor ve boşluğa düşüyor. O boşlukları doldurma konusunda elimizden geldiğince bu konuda yardımcı olmaya çalışıyoruz.
 
SORU: “Alkol kullanımının sosyal kabuledilebilirliğinin olması, alkol tedavisinde problem yaratabiliyor, ne yapmamız gerekiyor, nasıl bir yol izlemeliyiz?”
 
Şöyle bir durum var eskiden akşamcılık deniyordu, ben her akşam içiyorum, akşamcıyım gibi... "Ben her akşam bir küçük içiyorum, 20 yıl içince karaciğerim bitebilir, belki evimde içiyorum davranış sorunum olmuyor" deyip kendince nedenler ve bahaneler bulabiliyor. Sosyal kabul görmesi var, yine aynı zamanda alkolün yol açtığı sorunlar, sıkıntılar olabiliyor; kişiye göre olmasa da, eşine ve çocuğuna göre olabiliyor. Adli olarak ehliyetinin alındığı olabiliyor. Alkollüyken film kopmuş olabiliyor; kalkıyor hatırlamıyor. Dürtülerini kontrol edemiyor, agresif oluyor. Bunlar ciddi anlamda sosyal sorunlara, mesleki sorunlara yol açıyor. Öncelikle sosyal kabul görme kısmında ihtarlar önemli. Standart içki de kadınlar ve erkekler için tanımlanmış şeyler var. Kadınlar, alkolün etkilerine daha duyarlı, mesela haftada 14 standart içkiden fazla tüketimi erkekler için ise haftada 21 standart içkiden fazla tüketim, sorunun artığını düşündürüyor. Ya da işte 'her gün sosyal içeceğim' demek, o sosyal içkinin dışına çıkıyor. Onunla baş etmek, çünkü; beyin aramaya başlıyor, her gün o davranışı yapmaya çalışıyor. Emekli olduktan sonra da düzenli olarak her gün içmeye başladıkça, sıklaşır. Sosyal içici olarak kendini görüp sonra bağımlılığa doğru gidiyor, buralara dikkat etmek gerekir. 
 
 
SORU: “Sosyal içicilikle, bağımlılık arasındaki farklar nelerdir, bazıları der, 'ben sosyal içiciyim, bir ortama girince içiyorum, az içiyorum' bunun bir ayrımı var mıdır?
 
Şöyle tarif edeyim, alkolik terimini çok kullanmıyoruz, etiketlemiyoruz, alkol bağımlılığı diyoruz. Alkolün bir zararlı kötüye kullanımı var bir de bağımlılığı var. Bağımlılıkla ilgili tablo, tam oturmamıştır yani tolerans ve yoksunluk bunlar yok. Aramıyor vücut kullanmadığında, içtiğinde uzun aralıklarla içmemiş de olsa durdurulamaması... Bir, iki kadeh diye başlıyor ama duramıyor ya da bizim dipsomani dediğimiz yoğun ataklar halinde alkol tüketimi oluyor. "İşte ben arada bir içiyorum" diye, "bağımlılık kriterlerim gelişmedi" diye hafife de almamalısın, arada bir içebilirsin belki altı ayda bir içersin, bir hafta içersin ama o bir hafta öyle bir zamanlar olmuştur ki, adli süreçler olmuştur, kavgalar vs... Karakterin değişmiştir ve ilişkilerin bozulmuştur. O bir haftada olan şeyler, belki bir yılda toparlanamayacak şeylerdir. Burada bireysel düşünceler söz konusu. "Ben o kadar alkolik değilim" gibi... İnsanlar belirli nedenlerle zevk alıyorlar diye bunu devam ettirme meyilinde oluyorlar. Kontrollü içmek gibi... Arada, sosyal ortamlarda kontröllü içebilir miyim? Bunların da uzman eşliğinde olması gerekir. 
Alkolü nereye koyduğu, nasıl içtiği önemli. Alkolü hızlı tüketmek, çok içmek önemli. Öncesinde bir yemek yiyip gerekli vitaminleri b ve c vitaminlerini alıp, proteinden zengin bir yemekle alkol aldığında ve yavaş içildiğinde bunun zararı daha az oluyor. Kısa sürede tüketip, hiçbir şekilde yemek yemeden aç karnına içtiğinde, beyindeki etkisi farklı oluyor. Ya da stres yönetmek için alkol almak.. "Hocam uyuyamadığım için alkol aldım" Uyku ilacı değil ki o... "Sevdiğimle problem var, baş etmek için alkol aldım." Bunlar da zararlı kullanım. Alkol aldığında bu sefer daha da fazla kullanım isteyeceksin. Alınacaksa, keyifli bir ortamda, stresten uzak olduğun bir durumda, gerekli besinsel desteği de alarak, standart, kişiye özel içme standardının dışına çıkmadan içilebiliyorsa, bunda sakıncalı bir durum yok ama onun ötesine çıkılıyorsa, o sınır aşıldığında artık, önce zararlı kullanım, sonra da alkol bağımlılığı gelişebilir. 
 
 
SORU: "Alkol bağımlısıyım, kurtulmak istiyorum, ancak alkol kullanmadığım zaman yaşadığım belirtiler, beni alkol kullanmaya mecbur bırakıyor ne yapabilirim?"
 
Alkol kullanmadığı zaman yaşadığı belirtiler; bunlar gerekli bedensel yoksunluk semptomları, gerek psikolojik arama, bazen geliyor hastayı yatırıyorsun hastanede, iki üç hafta geçiyor "İstek var mı?" diyorsun, "Yok" diyor ama kişi söylerken bile yutkunuyor yani istek olabilir. Ya da istek olduğunda ne yapacaksın, acil eylem planın var mı? İstek geldiğinde neler yapmak gerekiyor. Boşluk doldurmak gibi bir şey biyolojik olarak sıkıntılı, stresli durumları ilaçla tedavi edebiliriz ama ilaç tedavisi tek başına yeterli değildir. 
 
Uykusuzluğu, gerginliği, titremesi, yoksunluğu var onları biz giderebiliriz yada mide bulantısı var, mide koruyucu verebiliriz. Bedensel yoksunluk semptomlarını oldukça başarılı yönetebiliriz. Ama alkolün yol açtığı şeyleri kendisinin tanıması, kendisini anlaması, nelerin alkolün artırdığını bilerek ona göre önlem alması gerekir. Bunları planlamadan, yardım almadan kendi başına baş etmekte zorlanıyor insanlar. Bu yüzden yardım alması danışmana gidip, bağımlılık alanında tecrübesi olan birinden yardım alması gerekli. Müdahalelerle alkol her aşamasında ister daha hafif, ister zararlı derecesinde olsun, tedavi edilebilir bir durum. Şeker, tansiyon gibi düşünebiliriz. Şeker hastası "Benim hastalığım düzeldi, insülini bıraktım" diyemez. Alkol bağımlısı da "tedavim bitti, hocam 1 yıl demişti 2 yıl oldu arada ben tekrar içebilirim" dediğinde kısa bir sürede eski halinden daha da kötü hale gelebilir.
 
Alkol bağımlılığı tedavisinde bu bağımlılığa neden olan diğer ruhsal sorunlar da ele alınıyor mu? Toplumda 'derdimden içiyorum' derler ya, mesela kişinin o derdi çözüldü, yine alkol bağımlılığı devam eder mi?
 
Öncelikle tavuk yumurta diye bir hikaye var ya... Bazı sorunlar mı alkole yol açtı, yoksa alkolden sonra mı bazı sıkıntılar ortaya çıktı? Alkol o kadar haz ve keyif alınan bir şey haline gelmişse, hayat onunla anlamlı hale gelmişse, sadece alkolü kesmek... Bir yandan kesmek istersin, bir yandan da ona karşı arzu ve istek olur, buna hoş olmayan duygu durumu diyoruz. Klinik depresyon dediğimiz şey, günün çoğunda devam eden, en az iki hafta kadar devam eden depresyonun klasik, keyifsizlik ve bazen ağır depresanda ölüm düşünceleri de gelişebilir.
Alkol bağımlılığında yapılan çalışmalara bakıldığında eşlik eden depresyon anlarına yüzde 80'e kadar vardığı görülür. Anksiyete, kaygı bozuklukları bazen tavuk yumurta hikayesi gibi... Sosyal kaygısı olan birisi, panik atağı olan birisi sakinleşmek için alkolle çözüm bulur ve bir süre alkol rahatlatır, stresini giderir ama daha sonra kendisi stres yaratır. Böyle bir kısır döngü ve tekrar bir alkol arayışı ortaya çıkar.
Sorunların nedenlerini konuşulmuyorsa, insanlar makina değil, herkeste farklı, evlilik sorunları mı var? Aile sorunları mı var? İşiyle ilgili sorunları mı var? Nelerle baş etmekte zorluk çekiyor? Bunları bireysel ele almak lazım. Kişinin de bunun farkına varıp uzak durması gerekmekte. Depresyon, panik , yoksunluk dedik ya da halüsünasyonlar olabiliyor, sara nöbetleri geçiren insanlar olabiliyor, nörolojik hasarlarla birlikte... Alkole bağlı hezeyanlarla giden bir şey olabilir, kişi geliyor benim vakalarımda da oldu normalde hayatında biraz kıskanç ama alkollüyken inanılmaz paranoyayla geliyor ve eşinin sadakatine karşın inanılmaz kuşkuları oluyor. Hemen herkesle kendisini aldatacak potansiyel olabileceğini düşünüyor. Alkole bağlı kıskançlık diyoruz. Psikotik bir tabloya gidiyor. Alkol almadığında çok iyi ama aldığında kurduğu ve takıntı yaptığı şeylerin sınırı aştığı ve gerçekle bağlantısının koptuğu ve akıl hastalığı boyutunda da yaşanabilmektedir.
 
Alkol bağımlılığı ilişkileri ve evlilikleri çok etkiliyo. Çünkü alkol bağımlılığına eşlerin tahammülü sıkıntılı oluyor, aile desteği önemli mi bu tedavi sürecinde?
 
Bağımlılık, bir beyin hastalığı ve bu tedavi sürecinde aileyi yakından ilgilendiren bir beyin hastalığı. Evliyse mutlaka eşlerinin yanında olması gerekir. Evlilik sorunları olabiliyor. Çocukları ve eşleri etkilenebiliyor. Tedaviye katılımı başarı oranını oldukça etkiliyor. Eşlerinde de baş etmekte zorluklar, aşırı duygu, dışa vurum gibi depresif haller, stresli haller onları da bu konuda desteklemek lazım, nasıl davranması gerektiği konusunda... 
Ama bireyi tedavi etsek de aileyi işin içine katmazsak, yarım yamalak oluyor. 
Şöyle bir yanılgı var. Mesela geldiğinde alkol hastası, alkolden uzak dur, uzak tutmak yeterli değil. Gerçekten iradesini test etmek gerekir. Alkollü ortamlara giriyorum alkol alan arkadaşlarımla görüşüyorum ama ben içmiyorum yani bir süre sonra içmeyi tetikleyebilir ama stresi yönetemediği ve boşluğa düştüğü bir anda artırabiliyor. Yerine bir şey koyamadığı zaman zorluk yaşıyor. Ailenin de bu boşluğu doldurma kısmında önemli olduğunu düşünüyoruz. Aileyi de kaybettiğinde bunun da getirdiği suçlar, yapayalnız kalmanın getirdiği duygularla daha da ilerleyebiliyor. Hayattan tümden kopabiliyor, utanıyor ve ağır depresyon halinde karşımıza gelebiliyor.
 
 
Alkol tedavisinden bahsedelim ve kişinin tekrar alkol bağımlısı olma ihtimali var mı, tedavi başarıyla bitti sonradan bağımlı olma ihtimali nedir?
 
Bağımlılıkta hayat boyu devam edebilen süreçten bahsediyoruz. Tedavi dediğimiz süre altı ay bir süre, 1 yıl o da iyi bir süre... Sonrasında da takiplerin olması gerekiyor. Ben arada bir içerim dediğinde kayış var. O yüzden şeker hastalığı örneğini verdim. Sürekli takip edilmeli 6 ay ve 1 yıl sıkı takip, mutlaka alkolden uzak ve bir uzmanla çalışılması gerekiyor. Tedavi kişiye özel bireysel çalışılmalı, onun fiziksel ve ruhsal durumuna uygun yaşadığı sıkıntılara uygun tedaviler uygulanmalı... İlaç tedavileri de var, burada çok söyleyemiyoruz çok ciddi çalışmalar da var ama alkol isteğini azaltan, pek çok destek var. Bunlar koltuk değneği bizim için destek ama ilaçlar tek başına yeterli olmadığı için, iyileştiren şey daha çok hastanın hekimle kurduğu ilişki... Terapistin ciddi ve deneyimli olması sağlam ve güvenli bir ilişki olmaları önemli kısa süreli kayışlar olduğunda.. Siz bizim hastamızsınız ve biz sizinle bir anlaşma yaptık, bir yıl boyunca ayık kalın, 8'inci ayda içmeye başladınız, ailesiyle konuşuyoruz. Size gelmiyor çünkü sözünü tutamadı diye utanıyor. Utanmasın, yaşadığımız sıkıntıyı konuşalım yine devam ederiz. Utanmasın, sıkılmasın, etiketleyici ve yargılayıcı olmamak, yanında olmak neden alkole tekrar başladı incelemek gerekir. Bunları incelersek, ayıklık süresini daha da nasıl artırabileceğimizi anlatmak, hep umut içinde olmak. Tüketen bir şey, hem kişiyi ,aileleri hekimi de tüketebiliyor. Bu alandaki insanlar sabırlı ve dayanıklı ara ara olan başarısızlıkları da hemen toparlama konusunda motivasyon konusunda tecrübeli olmalıdır. 
Ciddi anlamda tedavi edilebilen bir rahatsızlık ama yaşam boyu da takip edilmeli. Biz durduruyoruz ama tekrarlayabilir. İşler yeniden başlayabilir, bunu engelleyici çalışmalar olması gerekiyor. Bu noktada rehabilitasyon önemini vurguladık, sürdürme döneminde kısa süreli akut tedavilerde bir başlangıç olabiliyor ama uzun süreli aktif çalışmak yeni yaklaşımlarla bağımlılara yardımcı olmak gerekiyor. Bu, hem ülkemiz için, dünyada da ciddi problemler var. Dediğiniz gibi alkolle ilgili problemler, başka bağımlılıklara gitmesini engelleyici stratejiler içinde olmalıyız. Ciddi anlamda toplumsal sorunlara da, sonuçları da ağır olabilecek bir durum. Bu yüzden herkesin bilgilenmesi ve bilinçlenmesi gereken bir durum.