İyileşmeyen Depresyonun Nedeni Bipolar Bozukluk Olabilir
 
Hastalığın depresyon döneminde kişi kendini aşırı çökkün hisseder. Enerjisi çok düşüktür ve hiçbir şeye karşı ilgi duymaz. Normalde keyif aldığı etkinlikler ona cazip gelmez. Ümitsizlik, çaresizlik ve değersizlik düşünceleri zihninde dolaşıp durur. Bipolar Bozukluktaki depresyonun klasik depresyondan farkı antidepresanların işe yaramaması hatta bazen durumu kötüleştirmesidir. Antidepresan almanıza rağmen bir türlü iyileşmeyen ya da sık sık tekrar eden depresyon dönemleri yaşıyorsanız; bipolar bozukluk tip II ya da soft bipolar bozukluktan muzdarip olabilirsiniz. Bipolar tip 2 hastaları tip 1 hastalarından farklı olarak tam bir mani dönemi geçirmediklerinden dolayı hastalıklarının kişinin kendisi ve yakınları tarafından anlaşılması zordur. Bu kişiler, yoğun depresyon dönemlerinin ve kaygılı dönemlerin yanı sıra; yükselmiş enerji ve dürtüsel davranışları içeren hipomani dönemleri geçirirler. Hipomani dönemlerinde huy değişiklikleri fark edilse de bu durum insanlar tarafından pek bilinmediği için bir hastalık olarak algılanmaz. Dolayısıyla bu kişiler daha önce yaşamış oldukları depresyon nedeniyle verilen antidepresanlarla yanlış biçimde tedavi edilmeye, çoğu kez de tedavisiz kalmaya devam ederler.
 
Bipolar Hastalarında Alkol ve Madde Bağımlılığı Sık Görülür
 
Mani döneminde kişi kendini aşırı mutlu, coşkulu veya sinirli hisseder. Engellendiğinde veya hesabına gelmeyen durumlarda aşırı ve öfkeli tepkiler verebilir. Az uykuya ihtiyaç duyar fakat buna rağmen aşırı enerjili olur. Düşünceleri çok hızlanmıştır ve çoğunlukla buna bağlı olarak da fazla konuşur. Bu dönemlerde sıklıkla kişi kendini diğerlerinden üstün, çok önemli biri olarak görür. Mani döneminde kişi, sonuçlarını düşünmeden radikal kararlar alabilir. Örneğin; hiç düşünmediği halde, normalde istemeyeceği biriyle hızlıca evlenme kararı alabilir. Veya yüklü miktarlarda kredi çekip hiç anlamadığı bir iş için risklerini düşünmeden yatırım yapabilir. Özellikle bu dönemlerde kişi alkol veya madde kullanımına yönelebilir. Bipolar bozukluğu olan kişilerin önemli bir kısmında alkol ve madde bağımlılığı görülür. 
 
Sonunu Düşünmeden Çılgınca Alışveriş Yaparlar
 
Hastalığın yükselme dönemlerinde dürtüselliğin artmasının bir sonucu da kişilerin bütçelerini göz önüne almadan fazla miktarda harcamalar yapmasıdır. Bu harcamalar kişinin işine yaramayacağı şeylerle ilişkili olabilir. Örneğin: kişi hiç kullanmayacağı bol miktarda giysi alabilir. Veya sırf görüntüsü hoşuna gittiği için kendisiyle hiç ilgisi olmayan özel işlerde kullanılan makineler veya cihazlar alabilir. Ya da aynı eşyadan birkaç adet satın alabilir. Nasıl ödeyeceğini hiç düşünmeden ve endişelenmeden kredi kartlarının limitlerini sonuna kadar kullanıp, üstüne bir de zevk için harcama yapmak üzere bankalardan kredi çekebilir. İşte bu yüzden özellikle tedavi edilmeyen bipolar bozukluğu olan kişiler ciddi ölçüde maddi sıkıntılar yaşayabilirler.
 
Tedavi Edilmeyen Bipolar Bozukluk Yaş İlerledikçe Şiddetleniyor
 
Tedavi edilmeyen bipolar bozuklukta yaş ilerledikçe hastalık dönemlerinin sıklığı artar. Tedaviye başlandıktan sonra ise ataklar ya çok azalır ya da bir daha hiç yaşanmaz. Tedaviye rağmen ortaya çıktığında ise bu duygudurum atakları genellikle öncekilerden daha hafif biçimde yaşanır. Psikiyatrist ile işbirliğinin iyi olduğu bipolar bozukluk hastalarında atak ortaya çıksa bile hızlı müdahale imkanı olduğundan daha hastalık tablosu oturmadan tedavi edilme imkanı vardır.  Unutulmaması gereken şey; bipolar bozukluğun bir psikiyatrik rahatsızlık olduğu ve tedavisinin bir psikiyatrist tarafından sürdürülmesi gerektiğidir. Antidepresanlar bu hastalıkta asla tek başına kullanılmaz. Klasik depresyonda uygulanan antidepresan ilaçlar burada tek başına işe yaramadığı gibi manik döneme kaymaya ve hastalığın alevlenmesine neden olabilir.  Hastanın durumuna ve hastalığın özelliklerine bağlı olarak genellikle duygudurum dengeleyici ilaçlar, antipsikotik ilaçlar, bazen de benzodiazepin grubu ilaçlar kullanılır. İlaçların yeterli olmadığı ya da hızlı iyileşme gereken durumlarda ise beyin uyarım yöntemleri kullanılabilmektedir.