rTMS'nin Tarihçesi Nasıldır?
 
Girişimsel olmayan yoldan sinir hücrelerini tekrarlayıcı şekilde uyarmak üzere ilk 1910 yılında Thompson tarafından yeni bir tedavi şekli olarak ortaya çıkmıştır. Şu anda kullanılan modern rTMS cihazı ise 1985 yılında Anthony Barker tarafından icat edilmiştir. 1995 yılında George ve arkadaşları rTMS cihazını beynin bazı bölgelerini özellikle uyarmak için kullanmaya başlamışlardır. 20 yıldır bu konu üzerinde çokça çalışma yapılmıştır.
 
rTMS Hangi Hastalıklarda Kullanılır?
 
2008 yılında ABD psikotik özelliklere sahip olmayan majör depresif bozuklukta bu tedavinin kullanımını onaylamıştır. Otuza yakın yapılan meta-analiz çalışmasında rTMS'nin anlamlı şekilde tedavide etkin rol oynayabileceği saptanmıştır. Takıntı-zorlantı hastalığı, kaygı bozuklukları, şizofreni ve benzeri hastalıklarda görülen işitsel halüsinasyonlar, bazı nörolojik hastalıklar (migren, MS, Parkinson, felç gibi) TMS'nin kullanıldığı diğer hastalıklar olup kişiye özel diğer tedavi seçenekleri de değerlendirilmelidir.
 
rTMS Özellikle Kimlerde Daha İyi Sonuçlar Verir? 
 
Tedaviye karar vermek için öncelikle kişinin detaylı muayenesi yapılır ve rTMS'den fayda göreceği kararında kişiyle uzlaşılırsa kişiden qEEG (beyin haritalaması) istenir. Tedavi sonunda kontrol qEEG çekilerek tedavinin somut anlamda kişiye nasıl gelmiş olduğu da saptanmış olur. Ayrıca belirli klinik değerlendirme ölçekleri kullanılarak kişinin durumu süreçte izlenmektedir. Tekniğin kişide iyi sonuç verebilmesi için tedavinin süresi, uygulandığı beyin alanı, doğru hasta seçimi gibi kriterlerin bir uzman tarafından gözlenmesi gerekir. Özellikle EKT'nin (elektrokonvülzif terapi) istenmediği ya da yapılamadığı durumlarda (unutkanlık yan etkisinin olmaması, anestezi alımı gerekmemesi, kolay ve girişimsel olmayan uygulama şekli, yan etki azlığı gibi) iyi bir alternatif olabilir. rTMS'den daha iyi yararlanacağına dair olumlu göstergeler kişinin depresif bozukluğunun 2 yıldan az süredir devam ediyor olması, ilaçla tedaviye direnç konusunda olumsuz kanıtların azlığı, anksiyete bozukluğunun ve bipolar bozukluğun yokluğudur. Yaşla ilgili olumsuz bir durum bildirilmemiştir.
 
Sık Görülen Yan Etkileri Nedir?
 
En sık görülen tedavinin uygulandığı bölgede geçici ağrı gözlenebilir. Bu saçlı derideki duyu sinirlerinin uyarımıyla veya kasların sık kasılmasıyla ilişkilidir. Genelde basit ağrı kesiciler ya da ağrı oluştuğu bilinen kişilerde uygulama öncesi o bölgeye topikal anestetik sürülmesi faydalı olabilir. Tedavi alanların %2'si bu sebepten tedaviyi bırakmış olup bu yan etki tedavi devam ettikçe azalmaktadır. Bilişsel ve psikiyatrik yan etkiler: Nadiren kısa süreli hafıza, dikkat ve reaksiyon süresinde azalma görülebilir. Bu yan etkiler kısa süreli ve genelde geçicidir. EKT ile kıyaslandığı zaman çok düşük şiddet ve sürede seyrederler.
 
Gebelerde, Ergenlerde ve Yaşlılarda Kullanımı Sıkıntılı Mıdır?
 
Herhangi artmış bir risk saptanmamıştır. Yan etki profili benzerdir