Eğer tedavi edilmezse iflaslar, dağılan aileler, başarısızlık öyküleri ve intihara kadar gidecek olan bipolar bozukluk, tedavi edildiğinde ise bunların tam tersi etkiyi yapmaktadır. Günümüzde bipolar bozukluğun mani ve depresyon dönemlerinin getirdiği bu kötü etkilerden kişileri uzak tutmak için etkili tedavi yöntemleri geliştirilmiştir. Hala daha geliştirilmeye devam edilmektedir.

Bipolar bozuklukta birincil tedavi her zaman ilaçtır. İkincil tedavi olarak görülen psikoterapi ise hiçbir zaman ilacın yerine geçmemektedir ve ilaç kullanmayan kişiler, terapiye alınmamaktadır. İlaçlar, bipolar bozukluğun dönemlerini iyileştirmede oldukça etkili olsa da, bipolar bozukluk yaşayan kişilerin en az %40’ı ilaçlara uyum sağlamada sıkıntı yaşamaktadır. Büyük bir çoğunluğu ise depresyon, öfke, dürtüsellik, mükemmeliyetçilik, kaygı gibi sorunlar yaşamaya devam etmektedir. Bipolar bozukluğu olması nedeniyle kendisini diğer insanlardan daha kırılgan gören toplum ve aile bakış açıları da bunlara eklenmektedir.

Bu kısımda da devreye bipolar bozukluğa uygulanan terapiler girmektedir. Bipolar bozukluk terapisi, özellikle bipolar bozukluk alanında uzmanlaşmış terapistler aracılığı ile yapılmalıdır. Bipolar bozuklukta uygulanan bilişsel-davranışçı terapinin, herhangi bir bilişsel-davranışçı terapiden farklı olarak psikoeğitim odaklı olması gerekmektedir. Bugüne kadar, psikoeğitim, sorun çözme ve duygudurum ölçümünün bipolar bozuklukta etkili olan terapilerin odak noktası olduğu bilinmektedir.

Bipolar bozukluğunuz olduğunu düşünüyorsanız, bu konuda size en iyi tanıyı koyacak ve ilaçları yazacak olan kişiler, psikiyatristlerdir. Bunun yanında psikologların yaptığı psikoterapiler, ileriki dönemlerdeki mani ve depresyon dönemlerini %70 oranında önlemektedir. Hastaneye yatışı azaltmaktadır ve gündelik hayatın streslerine karşı bireyi korumaktadır. Kısacası, bipolar bozuklukta psikoeğitim odaklı psikoterapi, yaşamınızın tanı aldıktan sonraki kısmını daha rahat yaşamanızı sağlar. Psikoterapi ile hayatınız size minnettar kalacaktır.