Yeşilay Dergisi Röportajı
 
Artık en etkili haberleşme ve iletişim kanalı diyebiliriz sosyal medyaya. İnternetin de hızla gelişmesi ve kullanım kolaylığının olması itibariyle artık elimizden telefonlar, tabletler düşmüyor. İnanmak istemediğimiz bir bağımlılık çıktı artık; nedir internet bağımlılığı?
 
Teknolojinin hayatımıza kattığı hizmetlerle yaşam biçimimiz değişti, tabletler ve akıllı telefonlar günlük yaşamımızın parçası oldu. Pek çok işimizi internet aracılığıyla hallediyoruz. Süre tek başına kriter değil. Önemli olan kişinin psikososyal işlevlerinin etkilenmesi. Unutmayalım ki bağımlılığın sorumlusu teknoloji değil, insanın doğası. Oyun, internet, bilgisayar gibi teknolojik aletlerin yoğun kullanımı sonucu sosyal, akademik ve psikolojik sorunlar yani internet bağımlılığı oluşabilmektedir. Bu bağımlılık her yaşta ve cinsiyette görünen bir rahatsızlık olmasına rağmen diğer bağımlılıklara göre daha erken yaşlarda başlayabilmektedir.
 
“Ben istediğim zaman bırakırım”ı hepimiz diyoruz. Ama bir yandan kontrol kaybı ve kontrol kaybının inkârını yaşıyoruz. Bir alışkanlıktan bir bağımlılığa geçiş evresinin netleştiği eşik neresidir bu noktada?
 
Kritik nokta denetim kaybı. Bütün bağımlılıklarda bu söz konusu. Planladığından daha fazla bilgisayar başında kalmak, planladığından daha fazla alışveriş yapmak, hatta daha fazla yemek gibi. Bir davranış üzerinde kontrolümüzü kaybettiğimizde, bu davranışın olumsuz sonuçlarına rağmen davranışı sürdürdüğümüzde artık bağımlılıktan söz edebiliriz. İnkâr bağımlılığın tipik özelliğidir. Çoğu bağımlı ilk dönemlerde “istediğim an bırakırım”, “sevdiğim için kullanıyorum” şeklinde bir yanılsama içindedir. Oysa bağımlılık bir şeyi artık “sevmesen bile istemektir”. Başlangıçta sevip hoşlandığımız bir şeyi bir süre sonra istemeye başlarız. Bu tamamen biyolojik bir durumdur. Çoğu sigara bağımlısı sigaranın kokusunu, tadını artık pek sevmese de bedeni sigara içmeyi ister. Davranışa yönelten şey hoşlanmak değil de istemek olduğunda bağımlılık olmuştur ve kişi bu evrede davranışını denetleyemez.
 
Problemli internet kullanımı ile aşırı internet kullanımı ibareleri aynı mıdır? Kişi hangi grupta olduğunu nasıl bilebilir? Burada tehlike sınırındaysa ya da aşmışsa o sınırı kendini sınırlandırma adına neler yapabilir?
 
Bunlar birbiri yerine kullanılan kavramlar. Okul-iş performansı, aile ilişkileri, arkadaş ilişkilerinde, maddi kayıp, bedensel rahatsızlık ortaya çıkıyorsa ciddi bir risk var demektir. Çevreden gelen eleştiriler önemli. Kişi kendisi fark etmese de, yakın çevresi bir değişiklik görüyor, endişe ediyorsa dikkate almak gerek.
 
İnternet bağımlılığı ve sosyal medyanın içerisinde çok yer alma ile birlikte pek çok bağımlılık da tetikleniyor diye düşünüyorum. Kumar, pornografi, suç işleme, madde kullanımı, aşırı sanal alışveriş durumunu internet istismarı içerisinde değerlendirebilir misiniz?
 
Aslında bağımlılıkta internet amaç değil araçtır. İnternet bağımlılığı özgül ya da yaygın tipte olabilir. Özgül tip demek, online oyun, kumar, seks, alışveriş gibi internetin belirli bir işlevine bağımlı olmaktır. Burada altta yatan asıl bağımlılık internet değildir. Yaygın tip internet bağımlılığındaysa çok yönlü kullanım söz konusudur ve sosyal medya, sohbet, e-mail gibi ortamlar aracığıyla sosyal etkileşimi içerir. Sanal ortam kendini ifade etme ve dış dünyayla iletişime geçmenin bir yoludur.
 
Çok ilginçtir; sosyal medyayı belli bir vakit kullanmayanlar alkol ve madde bağımlılığında hissedilen yoksunluk semptomlarını hissedebiliyor. O halde sosyal medya bağımlılığına da bir nevi dürtülerimizi devre dışı bırakan bir beyin hastalığı diyebilir miyiz?
 
Kimyasal bağımlılık da olsa davranışsal bağımlılık da olsa, bağımlılığı sürdüren beyin mekanizması ortak. Alkol ve madde kullanımını kimyasal, bilgisayar-alışveriş-kumar gibi bağımlılıkları davranışsal bağımlılıklar kategorisinde ele alıyoruz. Davranışsal bağımlılıklarda da tıpkı kimyasal bağımlılıktaki gibi yoksunluk belirtisine benzer sıkıntılar görüyoruz. Mekanizma aynı olduğu için tüm bağımlılıkların tedavisindeki prensip benzerdir.
 
Sosyal paylaşım ağları şüphesiz çocuklarımız tarafından da çokça kullanılmakta. Etik değerler çerçevesinde ailenin bu noktada üzerine düşen görevler nelerdir? Denetim ve sınırlar nasıl olmalı, bu kurallar çocuğa nasıl benimsetilmeli?
 
Yaş grubuna göre yaklaşım farklı olmalı. Küçük çocuklara belli günlerde interneti tamamen yasaklamak mümkün olabilir ancak ergenler için bu söz konusu değil. Ebeveynlerin yapması gereken en önemli şey bilgisayar ve internet konusunda en az çocukları kadar bilgi sahibi olmak. İnternet filtreleri kurmak faydalı. Bilgisayarın evde açık boş alanda örneğin oturma odasında bulunması çocuğun internette ne yaptığını takip etmede işe yarar. Çocuğun internette kimle ne yaptığı, ne sohbet ettiğini bilmek gerekir. Sanal ortamda kendini korumayı ebeveynler çocuklarına öğretmeli. Çocuğunun internet kullanımından endişe duyan anne babaların kendi TV bağımlılıklarını da gözden geçirmelerini öneriyoruz.